Çayırhan Tarihi

 

 

1603-1617 yılları arasında Osmanlı padişahı olan I. Ahmet'in başvezirlerinden Nasuh Paşa, başvezir olmadan önce Halep'ten dönerken Konya-Ankara-Nallıhan-Göynük-Geyve yolunu, bugünkü 1 numaralı devlet yolu olarak anılan, zamanın İstanbul-Bağdat yolunu izlemiş ve bu yörede Çayırhan, Nallıhan, Uluhan'da üç han yaptırmıştır.

 

Bu üç handan Nallıhan'da kurulu olan bugün de kullanılmaktadır. İlçe adını, bu handan aldığı gibi Çayırhan ve Uluhan köyleri de adlarını bu hanlardan almıştır. Çayırhan'ın adını aldığı han ise bugünkü Çayırhan'da zaman zaman yağmur duasına çıkılan Küpdedesi adıyla anılan yatırın bulunduğu yerde yapılmıştır. Hanın kalıntılarına bugün de rastlanmaktadır. Hanların yapılış tarihleri aynıdır. Tarihler, Nallıhan'daki hanın duvarına işlenen ve tarih düşüren şiirden anlaşılmaktadır.

 

Bu durumda Çayırhan'ın en az dört yüz yıla yakın bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Nasuh Paşa, ya bir yerleşme yeri olan bu yerde, ya da bir menzil yeri olarak konaklamak amacıyla kimsenin oturmadığı bu topraklarda bir han yaptırmıştır. Birinci olasılıkta Çayırhan'ın tarihinin daha da eskilere uzandığı, ikinci olasılıkta ise en az 388 yıllık bir geçmişi bulunduğu anlaşılmaktadır.

 

Çayırhan'ın, tarihi İstanbul-Bağdat-Şam yolu üzerinde bulunuşu, bu yolun gerek askeri, gerek ticari amaçlı seferler ve geçişler için kullanıldığı bilindiğine göre, yüzyıllardan beri dışarı ile bağlantısı, ilişkisi, dışa açıklığı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu yöre Anadolu'daki halk hareketleri, Celali başkaldırmaları, iç isyanlar ve talanlar dönemlerinde de sık sık iç göçlere uğramıştır.

 

Çayırhan'da Cumhuriyet döneminden önce ilkokul kurulmuştur. Nallıhan ilçe merkezindeki kayıtlarda ilkokulun 1913 yılında açıldığı belirtilmektedir. Fakat Tanin Gazetesi yazarı Ahmet Şerif'in 5 Aralık 1909'da bu köyden gazetesine gönderdiği yazıda köyün okuma odasında gece köylülerle sohbet ettikleri yazıldığına göre ilkokul kuruluşu daha öncelere uzanmaktadır.

 

Köy 1928'de Bucak haline getirilmiş, 1950 yıllarına kadar bucak müdürü devamlı bulunmuş, civardaki yedi köy bucağa bağlanarak Çayırhan merkezileştirilmek istenmiştir. İlk yıllarda bucakta, bucak müdüründen başka jandarma karakolu, nüfus ve tapu memurlukları açılmış, fakat zamanla nüfus ve tapu memurlukları kaldırılmış, zaman zaman bucak müdürü atanmamış, 1973'ten sonra da köye bir daha bucak müdürü hiç atanmamış ve Çayırhan 1976'da belediye yönetimine kavuşuncaya kadar köy statüsünde kalmıştır.

 

Köyün hayatındaki önemli değişiklikler, 1956 yılında işletmeye açılan Sarıyar Barajının köy topraklarının ve yerleşme yerinin büyük bir bölümünü kaplaması, topraklarının istimlaki, 1954 yılında köy topraklarında linyit kömürü bulunması, kömür ocaklarının önceleri özel kesim elinde, 1967 yılından sonra da devletleştirilerek Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından çalıştırılmaya başlanması, ocaklardaki işçi sayısının çoğalması, baraj gölünde balık avcılığı gibi yeni ekonomik ilişkiler ve düzenlemelerle ortaya çıkmıştır. Bu dönem içinde köyde önce kooperatifler, sonra sendikalar kurulmuş, nüfus çoğaldıkça da telefon santrali, ortaokul açılmış ve köy hayatında yeni bir hareketlilik başlamıştır.

 

10.07.2020 706